27 Aralık 2006 -06 ocak 2007 tarihleri arasında Dubai'ye gittik.
Seninle ilk uçak yolculuğumuzu yaptık.Eh fena olmadı.Sürekli bir kayıt halinde olduğun için uyumak istemedin.Aman bişey kaçırırsın. Neyse tüm uçakla kaynaştıktan sonra uykun geldi.
Teyzen ve Mustafa amcan bizi karşıladı.Biraz yorgun ve uykusuz eve gittik.Daha uçaktan ilk bakışta ışıl ışıl bir şehirle karşılaşmıştık ki yol aldıkça gökdelenlerin ışıltısı başımızı döndürdü.
İlk gün İbni Batuta moll'e gidip öncelikle sana
bebek arabası aldık. Oh çok konforlu baston araban oldu"maclaren"
Ve işte o meşakkatli perde alış verişi başladı. Son güne kadar devam etti.

Alış verişlerden sıkıldığımız günlerde; Burj al Arap'ın karşısındaki Wild Wadi'de Aqua parka gittik.
Marina'da vakit geçirdik.
Gold souk , spices souk, jumeira souk gibi bizim kapalı çarşılarımızı andıran ancak arap gösterişi ile zenginleştirilmiş çarşılarda dolaştık.Altın çarşısında 40 kg altın alana hergün 1 kg hediye ediyorlardı. İnanılmaz vitrinler gördük, kiminde pırlantalar konuşuyordu kiminde altın işçiliği...
Birde şunu fark ettik Hint'li erkeklerin ayaklarıyla, Pakistan'lı erkeklerin burunlarıyla zoru var.
Arap kadınların göz makyajlarını tek tek resimlemek isterdim o kara çarşafın içinden kadınsı bakışları hem kişiliklerini hemde o amki duygularını açıkça ortaya koyuyordu.Gerçek bedevi kadınların burunlarının üzerinde siyah çizgiler vardı bunlarda sanki gözlük varmış gibiydi.
Moll denen alış veriş merkezleri 10-15 galeria büyüklüğündeydi. Tamamını bitirmek aylar alabilir.Her moll'ün ayrı çekiciliği var. İbni battu'ta da Tavan gök yüzü gibi göründüğü için ışık gözleri rahatsız etmiyor ve ruhun sıkılmışyor.
Emirates moll daha şık mağazalardan oluşuyor. Bazı sokakları pek tenha çünkü orada 20000 aed başlayan ürünler satılmakta. Siki Dubai ile birleştiği noktadan açılan pencerelerde telesiyeşe binmiş insanları, kartopu oynayan çocukları vb kar aktivilerini izleyebiliyosunuz.Tabi bu pencerelerin önü tenleri gri siyah insanlarla dolu onlar ilk kez uzaktan kar görüp heycanlanıyorlar.
Wafi moll mısır piramitlerinden oluşuyor. Daha seçkin markalar, daha farklı sunuşlar yapılıyor.
Dubai de ilginç mimariler bir süre sonra alışılan bir olgu.
Her gökdeleninde kendine özgü ayrıcalığı var. Kimi saat kulesine, kimi at başına, kimi tekneye, kimi fıskiyeden çıkan suya vb benziyor. Ortak özellikleri az duvar çok aynalı kaplama.

En popüler turzm objesi Burj al Arap ulaşılmaz olmuş. Burj al Arap'ın gölgesi diye bişey uydurmuşlar. Oralar da ki cafeler, restaurantlar bile faiş fiyatlı.

Grek' Deira şehrin merkezi .Tüm turisteler ve halk gibi bizde sea taksilerle karşıya geçtik. Liman da Tropik meyvelerin sularına satan, coconut 'ların içine kamış yerleştirerek servis yapan bir büfenin çekimineen kendimiz alamdık.Seninde biberonuna meyve suyu koyduk. Bayıla bayıla içtin.
Shoping festival boyunca açık olan Global village'de hemen hemen tüm ülke standlarına gittik. Ancak Türk standında (heryerde olduğu gibi) Filipin'li tezgahtarları görmek bizi şaşırttı.
Lokum, Baklava, Kahve görememek 'de ayrı bir şaşkınlık kaynağıydı.Neyseki deri, havlu vb tekstil ürünlerimiz vardı.
Burada baban ve abin 50m yükseklikte takla atan Booster'a bindiler.Nisa ve Mustafa amcan Dönme dolapla yetindiler.Teyzen, sen ve ben ortalıkta dolaşn insanları seyrettik bu sürede. Hindistan bölümü en gelişmiş bölümdü çünkü Dubai'de hind'li halk toplamın %75'ni oluştruyormuş.Yeni delhi'de gibi hissediyorsun kendini. Özelliklede o tütsü kokusu ve yemeklerden yükselen baharat kokusu ortamı daha da doğal kılmıştı.

Dubai'de her ülke restaurantını bulmak mümkündü.Biz ingiliz ;London Fish & chips , China town, Lübnan restaurant
ve her ülke de olduğu gibi Starbucks cafe, Costa cafe vd..
Ama en güzel kahvaltılar ve kahveler burda teyzenlerin evinde yenildi içildi.
Yılbaşı gecesinde tüm yaz meyvalarına, mangalda ızgara yapılmış etlerle be
zenmiş sofrada yemeğimizi yedikten sonra Jumeira sahillerine havai fişek gösterisini seyretmeye gittik.Sen uyudun ve o gürltüden hiç rahatsız olmadın.
Seninle ilk uçak yolculuğumuzu yaptık.Eh fena olmadı.Sürekli bir kayıt halinde olduğun için uyumak istemedin.Aman bişey kaçırırsın. Neyse tüm uçakla kaynaştıktan sonra uykun geldi.
Teyzen ve Mustafa amcan bizi karşıladı.Biraz yorgun ve uykusuz eve gittik.Daha uçaktan ilk bakışta ışıl ışıl bir şehirle karşılaşmıştık ki yol aldıkça gökdelenlerin ışıltısı başımızı döndürdü.
İlk gün İbni Batuta moll'e gidip öncelikle sana
bebek arabası aldık. Oh çok konforlu baston araban oldu"maclaren"Ve işte o meşakkatli perde alış verişi başladı. Son güne kadar devam etti.

Alış verişlerden sıkıldığımız günlerde; Burj al Arap'ın karşısındaki Wild Wadi'de Aqua parka gittik.
Marina'da vakit geçirdik.
Gold souk , spices souk, jumeira souk gibi bizim kapalı çarşılarımızı andıran ancak arap gösterişi ile zenginleştirilmiş çarşılarda dolaştık.Altın çarşısında 40 kg altın alana hergün 1 kg hediye ediyorlardı. İnanılmaz vitrinler gördük, kiminde pırlantalar konuşuyordu kiminde altın işçiliği...Birde şunu fark ettik Hint'li erkeklerin ayaklarıyla, Pakistan'lı erkeklerin burunlarıyla zoru var.
Arap kadınların göz makyajlarını tek tek resimlemek isterdim o kara çarşafın içinden kadınsı bakışları hem kişiliklerini hemde o amki duygularını açıkça ortaya koyuyordu.Gerçek bedevi kadınların burunlarının üzerinde siyah çizgiler vardı bunlarda sanki gözlük varmış gibiydi.
Moll denen alış veriş merkezleri 10-15 galeria büyüklüğündeydi. Tamamını bitirmek aylar alabilir.Her moll'ün ayrı çekiciliği var. İbni battu'ta da Tavan gök yüzü gibi göründüğü için ışık gözleri rahatsız etmiyor ve ruhun sıkılmışyor.Emirates moll daha şık mağazalardan oluşuyor. Bazı sokakları pek tenha çünkü orada 20000 aed başlayan ürünler satılmakta. Siki Dubai ile birleştiği noktadan açılan pencerelerde telesiyeşe binmiş insanları, kartopu oynayan çocukları vb kar aktivilerini izleyebiliyosunuz.Tabi bu pencerelerin önü tenleri gri siyah insanlarla dolu onlar ilk kez uzaktan kar görüp heycanlanıyorlar.
Wafi moll mısır piramitlerinden oluşuyor. Daha seçkin markalar, daha farklı sunuşlar yapılıyor.Dubai de ilginç mimariler bir süre sonra alışılan bir olgu.
Her gökdeleninde kendine özgü ayrıcalığı var. Kimi saat kulesine, kimi at başına, kimi tekneye, kimi fıskiyeden çıkan suya vb benziyor. Ortak özellikleri az duvar çok aynalı kaplama.

En popüler turzm objesi Burj al Arap ulaşılmaz olmuş. Burj al Arap'ın gölgesi diye bişey uydurmuşlar. Oralar da ki cafeler, restaurantlar bile faiş fiyatlı.

Grek' Deira şehrin merkezi .Tüm turisteler ve halk gibi bizde sea taksilerle karşıya geçtik. Liman da Tropik meyvelerin sularına satan, coconut 'ların içine kamış yerleştirerek servis yapan bir büfenin çekimineen kendimiz alamdık.Seninde biberonuna meyve suyu koyduk. Bayıla bayıla içtin.
Shoping festival boyunca açık olan Global village'de hemen hemen tüm ülke standlarına gittik. Ancak Türk standında (heryerde olduğu gibi) Filipin'li tezgahtarları görmek bizi şaşırttı.Lokum, Baklava, Kahve görememek 'de ayrı bir şaşkınlık kaynağıydı.Neyseki deri, havlu vb tekstil ürünlerimiz vardı.
Burada baban ve abin 50m yükseklikte takla atan Booster'a bindiler.Nisa ve Mustafa amcan Dönme dolapla yetindiler.Teyzen, sen ve ben ortalıkta dolaşn insanları seyrettik bu sürede. Hindistan bölümü en gelişmiş bölümdü çünkü Dubai'de hind'li halk toplamın %75'ni oluştruyormuş.Yeni delhi'de gibi hissediyorsun kendini. Özelliklede o tütsü kokusu ve yemeklerden yükselen baharat kokusu ortamı daha da doğal kılmıştı.

Dubai'de her ülke restaurantını bulmak mümkündü.Biz ingiliz ;London Fish & chips , China town, Lübnan restaurant
ve her ülke de olduğu gibi Starbucks cafe, Costa cafe vd..Ama en güzel kahvaltılar ve kahveler burda teyzenlerin evinde yenildi içildi.
Yılbaşı gecesinde tüm yaz meyvalarına, mangalda ızgara yapılmış etlerle be
zenmiş sofrada yemeğimizi yedikten sonra Jumeira sahillerine havai fişek gösterisini seyretmeye gittik.Sen uyudun ve o gürltüden hiç rahatsız olmadın.