Büyük Dilemma. Çocuklarımızın güçlü kanatları olması için uğraştık, şimdi arkalarından bakıyoruz.
Şubat 2024 de yazmışım en son, zihnimi yokluyorum neler oldu diye.
Sonun bu kadar sana göre olacağını bilseydik o kadar koşuşturur muyduk yine de? Çok koydun kendini, büyük çaba harcadın. "Hepimiz yaptık sen de yaparsın." dedik ama keşke üniversiteye girmek istediğin bölüme gitmek bu kadar yıpratıcı olmasa.
TYT, AYT sonuçlarını sıralamanı falan yazmayacağım.
Senin sınavdan çıkmanı beklerken senden biraz önce çıkan gençleri gördüm. Yüzleri bembeyaz göz bebekleri büyümüş bazılarının alnında damarları belirmiş, donuk ifadeleriyle yönlerini bulmaya çalışıyorlardı. Ardı sıra senin geldiğini gördüm yüzünde gülümseme maskesiyle.
O maskeyi ben endişelenmemeyim diye taktığının farkındaydım, koşup sana sarıldım.
O kadar sevindim ki sen bana " Mezardan çıkmışım gibi seviniyorsun, sakin kız" dedin.
Biraz daha öpüp kokladım, karnın acıkmıştı doyurduk. Şimdi hatırlamıyorum nasıl yanımızda plaj çantamız vardı, denize gitmek istedin, gittik. Yüzdük, suyun içinde cevap anahtarına bakmak istemediğini, Mimar Sinan Güzel Sanatların yetenek sınavına da girmek istediğini söyleyince kulaklarıma inanamadım.
Sonuçlar açıklandı genel mutsuzluk içinde çok istediğin BAU oyun tasarımın olmayacağını anladık. Baban, abin ve ben olabilecek yerleri listeledik, sen hiç birimizin listesini kayla almadın.
Bir gece abinle konuşmuşsunuz, bu kez biz itiraz ettik. İki oğlumuzu karşımızda bulduk, bir kaç günümüzü aldı anlaşabilmemiz. Özel üniversitelerden Devlet üniversitesine, oyun tasarımdan, endüstriyel tasarıma ikna olman zaman aldı, abin bu işi kolaylaştırdı. Oyun sektörden biriyle görüştü ve seni ikna etti.
Aramız gerildikçe babanla kendimizi suçladık ama hayatın bilinmezlikleri içinde ekonomi az çok hissedilen bir şey.
Bu arada okul mezuniyetin oldu. Sevgili can kuş arkadaşlarınla çok eğlendiniz, her biriniz çok tatlıydınız. Abin geldi mezuniyetine senin istediğin çizim tabletini getirdi.
Ahmet Topsak Edremit'ten mezuniyetine geldi.
Tercih dönemi bitene kadar bizim evde hayat durdu çünkü hiç başka bir şeye izin vermedin arkadaşların da bu dönemde evlerine kapandı.
Okula gidip tercihleri sisteme girdik ve sen çizim yapmaya, Gülkız hocamdan temel yazarlık eğitimi almaya başladın. (Gülkız Turan sana on sekiz yaş hediyesi verdi.)
Biz de sana on sekiz yaş hediyesi ehliyet kursu verdik. Zaten arkadaşlarınla buluşmak için sık sık bahçeden Erdeğe geliyordun dedik ki sen Erdek'te kal biz bahçede azıcık yorgunluğunu at hem de ehliyet çıksın aradan. Başka bir konuyla meşgul olmak hepimizin sonuçların açıklanacağı günü rahat beklemesine sebep olur diye düşündük. Böylece ben pazartesileri Erdek'e gelip sana yemek yapıp, çamaşırlarını yıkayıp bahçeye döner oldum.
Arada denize gittik, yakın çevrede geçirdik yazı.
Sonuçların açıklandığı sabah Yasemin teyzen uyandırdı bizi. Baktık ki Maltepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Endüstriyel Tasarım Bölümüne girmeye hak kazanmışsın.
Kaydını babanla yaptınız.
Haftasına İstanbul'a gittik. Mimar Sinan Üniversitesinin sınavına. Mustafa abin götürdü bizi bıraktı. Biraz bekledik kuyrukta, tüm görevliler oraya çocuklarını getiren velilere müthiş saygılı ve destekçi tavır içindeydiler. Neyse sen girdin sınava, ben okulun arka taraflarında bir çay evine oturdum.
Oradaki insanları gözlemledim. Bazı özel sanat akademilerinin, çocukları sanki okul gezisine gider gibi organize ettiklerini gördüm. Sınavdan çıkınca içecekleri su, yiyecekleri kumanyalarının tedarik edilmesini, aileleriyle telefonlaşmalarını izledim.
Bazı ailelerin bu sınav için üç yıldır çocuklarını desteklediklerini duydum. Aylardan Ağustos olmasına rağmen çok güzel yağmur başladı. Sen sınavdan çıktın.
Dedin ki " Nermin hocanın bana verdiği taktikleri % 90 yapmış çizim gördüm, benimki %40 da kalır." Neyse kendi değerlendirmeni yapmış olarak yağmur altında metro'yu bulduk Maltepe'ye gittik.
Döndük evimize. Arkadaşlarının okulları da belli olmuştu, ayrılmadan önce daha sık bir araya gelmek istediniz. Mangallar, kafeler, akşam sahil sohbetleri sonunda genç gibi genç olabildiğiniz için çok sevindik. Takip ettiğin youtuberların etkinliklerine, cosplay etkinliklerine gittin.
KYK başvurumuza olumlu sonuç geldi. Baba ocağından abi ocağına gitmek yerine KYK da yaşıtlarınla birlikte serpilmeni hem şehir hem okul acemiliğini birlikte aşacağın arkadaşların olsun istedik.
Alışverişler yapıldı, bavullar koliler hazırlandı. Eylül'ün son haftası abin gelip seni Erdek'ten aldı, bir hafta orada kaldın sonra yurduna yerleştin.
Ekim ayının ortasında biz de Van'dan İstanbul'a döneceğimiz için seni yurda biz götürmedik. Eksiğin gediğin biz gelene kadar belli olur, tamamlar döneriz evimize diye düşündük.
Babanla Van seyahatine gittik. Otuz yıldır sırt sırta verip çocuk büyüttüğümüz, onlara güçlü kanatlar vermeye çabaladığımız için sizler yokken biz nasıl birileriydik hatırlamak istedik.
Nahcivan ve Tebriz'i de kapsayan seyahat yaptık. Durup durup hem abinin hem de senin bizi gururlandıran yönlerini konuştuk. Çok güldük. Yeme alışkanlıklarınızı, sevdiğiniz ve sevmediğiniz oyuncakları, ilginç cümlelerinizi, öğretmenlerinizi, okullarınızı, seyahatlerimizi... Orada gördüklerimizden, yediklerimizden hangisini Yiğit severdi hangisini Emir severdi diye tarttık.
Anladığın üzere biz sizsiz pek de birşey değilmişiz.
Birbirimizi tebrik ettik, bu yol arkadaşlığında çocuklarımız için istediğimiz tam da buydu. Kendileri olmaktan korkmayan, istedikleri şeyin peşinden gidip ödülü varsa alan, cezası varsa çekerek doğru yolu bulan bireyler olmanız.
Yuvanıza ara ara, maceralarınızın size verdiği gücü, neşe ve enerjiyi aktarmak için dönmeniz umuduyla.
Yolunuz, bahtınız, şansınız açık, tahtınız sağlam olsun.










