Eylülde oturduk Ekimde Edirneyi gezelim dedik


İstanbul'dan küçük, Bursa'dan büyük, ortanca Osmanlı başkenti Edirne.






Eylülde okullar açıldı, günümüz düzene girdi. Fakat iki ay geçince sıkılmaya başladık. Hatice teyzenle Edirne'ye gidelim, ciğer tava yiyip cami gezelim istedik. 
29 Ekim Cumhuriyet bayram tatilini bu işe ayırdık.


Karamürsel'e Deniz Mahmut'a uğradık. Kim olduğunu bilmiyorduk. Senin discord arkadaşlarından biri. Seni görünce attığı sevinç çığlığını unutamıyorum. Çok da yakışıklı efendi bir çocuktu, arkadaş seçmek zanaat işi.


Buluşmanın sevincini ben de teyzenle yaşadım. İstanbul'da en sevdiğim mekan teyzenin mutfağı. 
Gezimize Çamlıca camiden başlayalım istedik, hava çok kapalıydı Çamlıca seyir kulesine gitmedik 




Kısa ceket kot pantolon giyip evden çıkıyordum dedin ki "Anne kitap imza gününe gitmiyorsun, cami için fazla olmamış mısın?" Yok olmamışım her gelen çok temiz çok güzeldi.
Yeni caminin yeri gerçekten çok etkileyici, binada kullanılan mavi işlemeler işçilik hoşuma gitti. Ancak betonarme camilerde ne yaparsan yap, bir soğukluk oluyor. geçmeyen bir his oluyor.
29 ekim olduğu için Kuran okunuyordu, bahçede kuran sesi arasında İstanbul manzarası paha biçilemez oldu. Ramazan günlerinde iftar öncesi programa konukmuşum gibi hissettim.




Edirne Karaağaç Tarihi Tunca ve Meriç köprüsüne vardığımızda hava açtı.
 

Köprüde gözetleme kameriyeleri akıllıca geldi. Karaağaçta yaşasaydım kesin güneş batışının hangi kameriyeden net göründüğünü bilirdim.



İstanbul Sirkeci istasyonundan örnek alınarak Mimar Kemalettin bey tarafından inşa edilmiş.



Bu pozu verirken anladık ki öyle koşarak gelip trene atlamak kolay iş değilmiş. trenler çok yüksekmiş.
Tabi bu durum bizim en kısa sürede tren yolculuğu yapmamız gerektiğini  hatırlattı. Hiçbirimiz binmemişiz. Bekle bizi Doğu ekspresi
 



Karaağaçtan dönerken çektim bu resmi. 

Selimiye'ye müzeden girdik.





Ters lale arkanızdaki sütunda.

Camilerde yere yatıp tavanı seyredeceğimiz yer olmalı. Tavana o işçiliğin nasıl yapıldığını hiç konuşmayalım.

Edirne'nin gelin kızları aynada kendilerine bakmaktan ortalığı süpürmezlermiş, kayınvalideler işi çözmüş. 

Bu kızın adı Roma çok nazlı ve keyifsizdi. Yalnız kalmış o gece hiç mutlu değildi. 


Edirne Ulu cami eskimeyen inşaatlarımızın kanıtı.


Edirne kent müzesini gezince balkan savaşı müzesine gitmemeye karar verdik. Sürgün olmak, birlikte kalabilmek, köklenmek...


Bizim evin ataları Edirne'liymiş kesin. 
"Gezen gül olmuş gezmeyen kül" demişler daha ne desinler.


Eski cami videolarında Hacer'ul Esved taşının olduğu videoları izleyerek gittik. Videolarda aydınlık bir duvarda görünüyordu, çık dışarıya gir içeriye aradık durduk. Bulamayınca Google sorduk  bize net tarifi verdi, bulduk. Ben ağaçtan, taştan, çiçekten enerji alıp verebilen biri olduğum için sağ elimi kaldırıp dokunduğumda kulak kepçemin kıpkırmızı olup ateş içinde kalmasına şaşırmadık.



Ben en çok bu camiyi sevdim o caminin cemaati olurdum


Macunu sevmedin.




En uzun minaresi ile üç şerefeye sahip Burmalı cami.
Aslında şöyle olmuş inşaatta olan gelişmeler önce başkentte görücüye çıkmış.
Önce dokuz kubbeli camiyi yapmışlar, dokuz kubbenin ortasında büyük kubbe, tek büyük kubbe, minare sayılarında ve uzunluklarında gelişmeler tamamen ustalıkta ve sanatta olan gelişmeler adım adım yansımış. Sanat tarihi öğrenseydim Edirne'yi çalışırdım. 



Kapı eğişindeki aşınma 1500 yıl sonra normal.




Edirne 2.Beyazıt külliyesi içindeki cami küçüktü ama çok güzel süslenmişti. 
Külliyeyi yapan 2. Beyazıt  oradaki hastane, kütüphane, aş evi, misafirhaneyi kendi bütçesinden işlettiğini öğrendik. Ankara'daki külliyeye külliye dememeye karar verdik.
Ciğer tava, yağda kızarmasına rağmen o kadar hafif geldi. Kuru biber kızartması bence sadece ciğerin yanında yenebilir bir şey.
 Badem ezmesi, kavala kurabiyesi çok iyiydi.

Popular posts from this blog

Büyük Dilemma. Çocuklarımızın güçlü kanatları olması için uğraştık, şimdi arkalarından bakıyoruz.

Erotostenes Tübitak projesi ' o da ne'